Süreli Yayın

Golden Plus Dergisi, basın ve meslek ilkelerine uygun olarak yayınlanır. Dergide yayımlanan yazılar ve reklamların sorumluluğu yazarına aittir. Yazıların izin alınmadan alıntılanması ve kullanılması yasaktır. Dergimizde yayımlanan tüm ürün ve markaların sorumluluğu reklamlara aittir. Dergimizde kullanılan tüm fotoğraflar tarafımıza aittir. Bilişim ağları ve diğer mecralarda her türlü kullanım hakkı saklıdır. Bilgileri her gün bir doktorunuza danışınız. Keyifli okumalar dileriz.

İmtiyaz Sahibi
DUYGU KARADENİZ

Genel Yayın Yönetmeni
DUYGU KARADENİZ

Dijital Yayınlar ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
LEVENT KARADENİZ

Editör
SİMGE SOYEL

Görsel Yönetmen
YEŞİM KAYA

Reklam Satış Uzmanı
ÖZGE KAYA

ZERO MEDYA

Yönetim
Zero Medya Reklam ve Yayıncılık
Hamitbey
Başaracs Mh. Begonya Sk.
No: 1
Ataşehir / İSTANBUL
Telefon: 779 14 85
www.zeromedya.com

BAS???
Hat. S. Monoray San. Tic. Ltd. Şti.
Maltepe Mh. Litros Yolu Sk.
Topkapı Mermer Blokları Arka. ZA5
Zeytinburnu / İSTANBUL
Tel: 0212 615 79 56

Fb. In. Tw. Be.

YAŞLANMAKTAN HİÇBİR ZAMAN KORKMADIM

Spor hayatımın vazgeçilmezi”

Seyahatlerinde dahi sporu hayatından eksik etmeyen Demet Şener, aşırıya kaçmadan istediğini yediğini de

söylüyor. Tamamen sağlıklı yiyecek tüketmenin takıntı haline getirilmemesi gerektiğini belirten Şener, “Bunu bir takıntı haline getirmezseniz hayatınızın en azından yüzde 80’inde sağlıklı beslenir ve hareket etmeyi hiç kısmazsanız o zaman zaten hep aynı fitlikte kalabilirsiniz” diyor. En geç 11.30’da yatıyor, sabah 7’de kalkıyor. Olumlamalarını yapıyor, hayata pozitif bakıyor. Sabah kalkar kalkmaz ılık sirkeli ve limonlu suyunu içiyor ve birkaç saat bekleyip sağlıklı bir kahvaltı yapıyor. “Haftanın beş günü muhakkak spor yapıyorum” diyen Demet Şener ile sağlıklı yaşam, spor ve fit kalmanın sırları üzerine keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. İşte Demet Şener’den fit ve sağlıklı kalmanın sırları…

Güzellik yarışmaları ve modellik yıllarınızda dış görünüm ön plandaydı. O dönem sağlıklı yaşam sizin için ne ifade ediyordu?

Güzellik yarışmasında kraliçe seçildiğimde henüz 18 yaşını doldurmamıştım. O yüzden benim için sağlıklı yaşam o yaşlarda çok ön planda değildi. Ama çok küçük yaşlarımdan beri spor hep hayatımdaydı. Fiziksel olarak da çok şanslıydım ki kilo alabilen biri değildim. O yüzden de yeme içmeyi çok seven biri olarak hemen hemen her gün canım ne istiyorsa onları yiyordum. Özellikle de tatlıları…

Hayatınızda sadece fiziksel değil, ruhsal olarak da kendinize yönelmeye başladığınız o kırılma anı ne zamandı?

Benim küçükken de maneviyatım aslında çok kuvvetliydi. Koç burcuyum. Dış görünüş olarak daha sert ve köşeleri olan biri gibi gözüksem de aslında öyle biri değilim. Çocukluğumda hep sokakta gördüğüm kedileri, köpekleri eve getirirdim ya da ihtiyacı olan birine küçücük yaşlarda bile bir yardım etmeye çalışırdım. Her zaman bu yönüm çok kuvvetliydi. Hatta çok küçük yaşlarda çocuk okutmaya başladım. 19 yaşımdayken tesadüf eseri bir hastanede tanıştığım bir çocuğa yardım ederek, onu okutarak başladım ve bu şekilde devam etti. Kısacası maneviyatım benim her zaman çok kuvvetliydi. Ayrıca çok fiziğimi düşünen bir insan da değildim. Evet, çok küçük yaşlardan beri herkes çok güzel olduğumu, “Aynı manken gibisin”, “Kesin güzellik yarışmasına girmelisin” gibi sözler söylüyorlardı. Fakat bu benim çok doğal bir duruşum olduğu için çok fazla fiziğime takılmıyordum. Dediğim gibi zaten ince uzun bir yapım vardı. Hatta 13-14 yaşlarından beri şu andaki

boyumdaydım. Bayağı gösterişliydim ama hiçbir zaman “Ne kadar güzelim”, “Ben çok farklıyım” diyerek dolaştığımı hiç hatırlamıyorum.

Yoga, meditasyon, sağlıklı beslenme… Bu farkındalıklar hayatınıza nasıl girdi?

Bir ara beslenme konusunda bocaladım. Çünkü biraz yaşım ilerledikçe gördüm ki aslında ben de kilo alıyorum,

istediğim her şeyi yiyemiyorum. İyi bir beslenme uzmanına gitmeye karar verdim. Sağlıklı beslenme

hayatıma şu şekilde girdi. Model olduğum için çok ince kalmam gerekiyordu. “Acaba yememem mi gerekiyor?”

diye düşünerek bunlarla ilgili öğrenme sürecine girdim ve çok araştırdım. O zaman evli bile olmamama rağmen

şunu düşündüm: Beslenmeyi bilmem lazım ki ileride çocuklarım olduğunda onları da bebekliklerinden itibaren

sağlıklı besleyebileyim. Onlara da sağlıklı beslenmeyi

öğretebileyim diye düşündüm. Bu şekilde sağlıklı

beslenme çok önemli olmaya başladı benim için. Yogaya

da kızım İrem’e hamile kaldığımda doktorumun tavsiyesi

üzerine başladım. Çünkü normal doğumu çok istiyordum.

Doktorum da bana yogayı tavsiye etti. Bu

şekilde yogaya başladım. İrem şu anda 19 yaşını

dolduruyor. Yani 20 senedir yoga hayatımın

içinde. Yogayı fiziksel bir güzelleşme sebebi

olarak ya da fit kalma aracı olarak hiçbir zaman

görmedim. Her zaman bana, ruhuma çok iyi

gelmiştir. Beni hayatta dengede tutmasıyla,

kendine çok hayran bırakan bir öğreti yoga. O

yüzden yoga hep hayatımda var.

Anne olmak, yaş almak, hayatın

değişen dönemleri… Sizi sağlıklı

yaşam yolculuğuna en çok yaklaştıran

hangisiydi?

Anne olmak beni bu konuda daha da

sorumluluk sahibi yaptı. Bu konuda hep

şunu düşündüm: Çocuklarım okullara

gidecekler, yurtdışına gidecekler belki, daha

da ileride anneanne babaanne olacağım,

onların peşinden rahatlıkla koşmam lazım.

Her zaman daha dinç olmam lazım, hep bu

düşüncedeydim. Düşündüğüm şeyler de yavaş

yavaş gerçekleşiyor. Yılın birçok döneminde

yurtdışına, onların yanına gidip geliyorum.

Onlarla birlikte de yurtdışı seyahatlerimiz

oluyor. Şu an Ömer profesyonel sporcu, İrem

de bir dönem profesyonel tenisçiydi. Onların

antrenmanları, maçları derken birebir onlarla

ilgilenip, her an yanlarında olduğum için hep

Hem de hiç vasıta kullanmamaya çalışıyorum,

kullanmıyorum da… Yağmur, soğuk olsun, sıkı sıkı

giyinip yürüyorum. Değişik tatlar tanıyorum. Bunu

bir takıntı haline de getirmiyorum hiçbir zaman.

Denemem gereken, çok da sağlıklı olmayan şeyleri

de bazen yiyorum. Çocuklarıma da uyuyorum.

Beraber değişik şeyler yemekten de keyif alıyoruz.

Bunu bir takıntı haline getirmezseniz hayatınızın

en azından yüzde 80’inde sağlıklı beslenir ve

hareket etmeyi hiç kısmazsanız o zaman zaten hep

aynı fitlikte kalabiliyorsunuz. Bu arada buradaki

hayatımda da haftanın beş günü muhakkak spor

yapıyorum. Genelde hafta sonları da vücudumu

tamamen dinlendiriyorum, o da bana iyi geliyor.

Güne başlarken ve günü bitirirken

uyguladığınız wellness ritüelleriniz var mı?

Kesinlikle gözümü açar açmaz bütün olumlamaları

yapıyorum. Hayata hep pozitif gözlerle bakıyorum. Bu

bütün günümü çok güzel bir şekilde etkiliyor. O gün

gerçekten de güzel geçiyor. Sabah kalkar kalkmaz

ılık sirkeli ve limonlu suyumu içerim ve birkaç saat

bekleyip büyük sağlıklı bir kahvaltı yaparım. Gece

yatarken de muhakkak yine bütün olumlamaları yapıp

daha fit ve sağlıklı olmak istedim. Böyle de devam

ediyor. Tabii ki yaş aldıkça da her şeye daha dikkat

etmek durumunda hissediyorum ve daha çok

araştırıyorum. Araştırmaların sonuçları da değişiyor.

O yüzden daha sağlıklı olmak ve daha iyi yaş almak

için de sadece beslenmeme değil, hayat tarzıma da

dikkat ediyorum. Uyumam, kendimi motive etmem,

kendimi sevmem, hayata pozitif bakmam, bunlar

benim için çok önemli. Hayatımın yüzde 100’ünü

kaplıyor diyebilirim.

Şu an günlük yaşantınızda sağlık ve spor nasıl

bir yer tutuyor?

Bir önceki soruya istinaden söylediğim gibi spor

ve sağlıklı yaşam benim vazgeçilmezim. Yurtdışına

giderken bile bavuluma ilk koyduğum şey spor

ayakkabılarım. Hiçbir şey bulamazsam çıkıyorum,

caddelerde sokaklarda bol bol yürüyorum.

gözlerimi kapatırken ve uykuya dalarken hayatımda

olmasını istediğim şeyleri düşünürüm ve olmuş gibi,

hep teşekkür eder, şükrederim. Bu şekilde uyurum.

Muhakkak da erken yatarım. 11’de ya da 11.30’da

uyumuş olurum. Sabah 7.00’de dinç bir şekilde

kalkarım.

Sizce beden sağlığı mı daha öncelikli, yoksa

zihin sağlığı mı? Yoksa ikisini birlikte mi ele

alırsınız?

Kesinlikle ikisini birlikte ele alırım. Beden sağlığı,

ruh sağlığı, zihin sağlığı bunlar bir arada olmalı.

Yediğine dikkat eden, sporunu aksatmayan çok

fit birini görebilirsiniz ama çevresindeki bütün

insanlarla ilişkileri bozuktur, bu benim için hiçbir

anlam ifade etmez. O yüzden dediğim gibi ruhumuz

da çok önemli. Fizik bedenimiz, ruh bedenimiz,

enerji bedenimiz, enerjimizi yüksek tutmak,

etrafımıza ve kendinize sevgi dolu davranmak

bunlar çok önemli. Böyle olunca da hayat size daha

güzel şeyler getiriyor diye düşünüyorum. Zihnimizi

ve bedenimizi aktif tutmak, çalışmak arada da

dinlenmek çok önemli. Bunlar bence insanı genç ve

dinç tutan etkenler.

Sağlıklı beslenme hayatınızda bir kural mı,

bir yaşam tarzı mı? Bununla ilişkiniz zamanla

nasıl evrildi?

Hiçbir zaman yaza girmeden birkaç ay önce,

beslenmesine dikkat eden, spora ağırlık verip yaza

fit girmek isteyen biri olmadım. Benim için sağlıklı

beslenme bir yaşam tarzıdır. 1-2 kilo oynasa bile

hemen dizginleri ele alırım. Çünkü ben de insanım,

keyifli zamanlarda ya da seyahatlerde çok da fazla

dikkat etmek istemeyebiliyorum bazen. 3-4 kiloları

geçmediğiniz sürece geriye dönüşünüz de kolay

oluyor. O yüzden sağlıklı beslenme benim için

bir hayat tarzı. Yazı, kışı yok bunun ve her zaman

kendime, yediğime, içtiğime dikkat ederim. Ayrıca

sadece görüntü olarak değil, bu bedenin bize

verilmiş bir armağan olduğunu bilerek her zaman

içini de güzel şeylerle doldurmayı, beslemeyi tercih

ediyorum. Fazla miktarda sağlıksız şeyler yediğimde

kendimi iyi hissetmiyorum. Daha yorgun ve mutsuz

hissediyorum. Sağlıklı beslenmeye alışkın olan

vücut, size daha kötü tepkiler verebiliyor. Onun için

her zaman sağlıklı beslenmeyi ve yaşamayı tercih

ediyorum.

Enerjinizi yüksek tutmak için uyguladığınız

küçük ama etkili alışkanlıklarınız var mı?

Enerjimi yüksek tutmak için özel bir şey yapmıyorum.

Enerjik bir insanım. Miskinliği, yavaşlığı hiç sevmem.

Dediğim gibi belki burcumdan, belki yaradılışımdan

dolayı böyle. Evde otururken bile evin içinde bir

şeyler yaparım. Çok stabil durabilen biri değilim.

Spor yapmayı çok seviyorum. Boş vaktim varsa

dışarı çıkıp yürüyorum ve zaten çalışmaktan büyük

zevk alıyorum. Sabah kalktığımda gözlerimi güneş

varsa güneşe yoksa da gökyüzüne açıp, o günün hep

güzel geçeceğini düşünerek enerjik bir şekilde güne

başlıyorum.

Diyet yapıyor musunuz, yoksa dinleyerek

mi yiyorsunuz? Bedeni dinleyerek, sezgisel

beslenme gibi…

Diyet yapmıyorum. Diyet bana göre belli bir

rahatsızlığınız, bir sağlık sorununuz varsa

doktorunuzun uyguladığı yemeniz ya da yememeniz

gereken şeylerin listesidir. Ben sağlıklı besleniyorum.

Buna hiçbir zaman diyet diyemem. Her şeyi yiyorum

ama sağlıklı versiyonuyla. Onun için de bir diyet

yapıyorum diyemem. Tamamen sağlıklı besleniyorum

ama arada kendime ödüller de veriyorum. Doğum

günlerinde, özel günlerde ya da ayda bir kere oluyor

ama çok da lezzetli yemekleri yiyorum. O yüzden

vücudum zaten buna alışkın olduğu için de bana bir

sinyal vermiyor bu konuda.

Bu yaşam tarzınızı sosyal medyada paylaşırken

nelere dikkat ediyorsunuz?

Sosyal medyada bunları ara ara paylaşıyorum ve

çok sorular soruluyor. Fakat bununla ilgili özel bir

paylaşım yapmıyorum. Ara ara yediklerimi ya da kendi

yaptığım tatlıları çekiyorum ve onları paylaşıyorum.

Ama özellikle düzenli aralıklarla böyle paylaşım

yapmıyorum. Zaten bizleri gören herkes biliyor ki

spor yapıyoruz, sağlıklı besleniyoruz, dikkat ediyoruz.

O anlamda ben de kime baksam, kimi beğensem

arkasında büyük bir emek olduğunu görüyorum.

Sağlıklı yaşamı benimsemek isteyen kadınlara

en temel öneriniz ne olurdu?

Sağlıklı yaşam isteyen kadınlara söyleyebileceğim

şey şu olur: Bunu bir hayat tarzı olarak yaparlarsa,

çok iyi araştırıp aslında sağlıklı beslenmenin de çok

lezzetli yemeklerden geçtiğini bulurlarsa, zevkli

bir beslenmeye geçebilirler ve biraz emekle bunu

başarabilirler. Biraz emek vermek, araştırma yapmak

gerekiyor. Sağlıklı beslenmeyle ilgili yemek tarifleri

paylaşan, beslenmeyle ilgili bilgi veren çok güzel

web siteleri var. Ben hep takip ediyorum, değişik

şeyler yapmaya çalışıyorum. Zaten kızartma olmazsa,

kremalı şeyler kullanılmazsa, yağı daha sağlıklı ve az

ölçülü bir şekilde kullanıp pişirme yapılırsa çok da

sağlıklı, çok da lezzetli güzel yemeklerle hayatlarını

devam ettirebilirler. Biraz sabretmeleri gerekiyor.

Sosyal medyada paylaştığınız ya da hayatınızda

benimsediğiniz bir motivasyon cümlesi vardır

mutlaka. Sizi en iyi anlatan söz hangisi?

Paylaştım mı bilmiyorum ama benim için hayatımın

en önemli öğretisi, aslında hepimiz kendimizin

mentoruyuz. Dışarıdan bazı şeyler yardım edebiliyor

bize ama hep şunu söylüyorum: Dünyanın en iyi

spor hocasıyla da çalışsanız, en iyi diyetisyeniyle

de çalışsanız, neyin iyisini yaparsanız yapın o size

sadece günün bir saatinde etkili olur. Diğer 23 saat

siz kendinizle baş başasınız ve bunun devamlılığını

getirmek durumundasınız. O yüzden ben hep

kendimi motive ederim. Kendimi motive edecek

şeyler bulmaya çalışırım. Tabii ki insanın çok daha

önemli şeyler yaşadığı durumlarda yardıma ihtiyacı

oluyor. Ama genel anlamda bence kişi muhakkak

kendini motive etmeli. Bunu öğrenmeliyiz diye

düşünüyorum. Aslında hep tek başımızayız. Çevresi

çok kalabalık da olsa herkes tek başına.

Yoga ya da wellness odaklı bir proje planlıyor

musunuz? Belki bir marka ya da belki bir

stüdyo?

Sağlıklı yaşam denince aslında bunu en iyi şekilde

yapan, bu gömleği üzerine en iyi giyen isimlerden

biriyim. O yüzden zaman zaman daha kısa dönemli

projelerde bir şeyler yapıyorum ama bunu daha

yaygın, kapsamlı bir şekilde yapmak ve insanlara daha

çok ulaşmak isterim. Çünkü bu hayatı göstermelik

böyle yaşamıyorum. Gerçekten böyle yaşıyorum ve

sonuçları da ortada. İnsanın cildinden, saçından,

hayatından, her şeyinden belli oluyor bence. Onun

için güzel şeyler yapmayı planlıyorum. Bir ara bir

kitap çıkarmayı düşündüm. Şimdi o bekliyor. Belki

50’nci yaşımda böyle bir şey yapabilirim. Yoga

kıyafetleri tasarlamak gibi daha farklı fikirler de var

ama amacım daha çok insana ulaşmak. Onları sağlıklı

yaşam konusunda motive edebilirsem ne mutlu bana.

Çoğu kişiden, özellikle sosyal medyada beni takip

eden insanlardan bunu duyuyorum. Bu nedenle daha

kapsamlı bir şeyler yapmak, örnek olmak, insanları bu

konuda motive etmek isterim ve bu beni çok mutlu

eder.

Kendinizi ileride şu an ki Demet’ten farklı

olarak nasıl görmek istersiniz?

Şu andaki Demet’ten çok mutluyum. İleride daha

farklı birini görmek istemem. Ama tabii ki kendi

becerilerime daha fazla şey eklemek isterim. O

yönden kendimi geliştirmeye her zaman açığım. Bu

şekilde bakarsak tabii ki daha güzel işler yapmış,

kendini daha donanımlı bir şekilde geliştirmiş, 50,

55, 60 yaşımda da rol model olmayı isterim.

Bugünkü Demet Şener, geçmişteki haline bir

tavsiye verecek olsa, bu ne olurdu?

Bir tavsiye veremem ama şunu söylerdim: Hayal

ettiğin her şeyin fazlası sana gelecek. Geleceği

düşünüp yaşamadım, anı yaşayan bir genç kızdım.

Hayal ettiğim her şeyden daha fazlasını o zamanki

Demet oluşturdu. O yüzden söyleyecek pek bir şeyim

yok.

Sağlıkla, zarafetle ve iç huzuruyla yaş almak

nasıl bir duygu?

Muhteşem bir duygu! Ben yaşlanmaktan hiçbir

zaman korkmadım. Hatta çok da heyecanlanıyorum.

Her geçen yıllarda, daha da mutlu oluyorum, çünkü

çocuklarım büyüyor. Başarılı, mutlu bireyler oluyorlar.

Onlarla geçirdiğim zamanlar, daha ileriki hayatlarında

onlara eşlik etmek, yaşımı hiç hissetmediğim için belki

de yaş almak bu yüzden bana daha heyecanlı geliyor.

Kendimi merak ediyorum. İnşallah en güzel yıllarımı

sevdiklerimle görürüm.

Demet Şener

Yazı etiketleri:
You don't have permission to register