
OYUNCULUKTAN KOZMETİK SEKTÖRÜNE…
Kendi markanızı kurma fikri nasıl doğdu?
16 yaşından beri kozmetikle iç içe yaşayan bir genç kız olarak hayatımda her zaman yeri büyük oldu. İlk rujumu sürdüğüm, ilk parfümümü sıktığım günü hala dün gibi hatırlıyorum. Sahne sanatlarının yıllardır içinde olmamdan ötürü zaten kozmetikten uzak durmaya imkan yok. Bu kadar sevdiğim bir alanda hayata ve insanlara değer verdiğim için temiz içerikli ürünler yapmaya yöneldim. Çok şükür ki insanların bittiği zaman panik olduğu, bağımlısı oldukları ürünler yarattık.
Marka kurma sürecinde zorluklarla karşılaştınız mı?
Ticareti çok bilmeyen işin daha çok içerik ve sanatsal kısmı ile ilgilenen biri olarak para meseleleri beni hep yormuştur. Ayrıca bu kadar rakip arasında bir markanın piyasaya girip kendine yer edinmesi zorlu bir süreç oldu. Ancak o markamızın doğum aşamasındaydı, şimdi ise ürünlerimin insanlara ulaşıyor olmasının mutluluğunu yaşıyorum.
Sizin için güzellik ve bakım ürünlerin en önemli özellikleri nelerdir?
Ürünlerin doğadan gelmesi, temiz içerikli olması, insan sağlığına zarar vermemesi, hayvanlar üzerinde test edilmemesi, hiçbir canlıya zarar vermeden sadece doğanın insanlara sunduğunu kullanması ve bunun yanında efektif olması benim için ilk şartlar. Bazen hasatın rengi farklı oluyor, üründe değişiklik yapabiliyor. Koku bazen daha keskin çıkıyor bazen yumuşak, bunlar hep doğanın sürprizleri. Bunlarla uyum sağlamayı, aynı yolda yürümeyi öğrendim, müşterilerime de öğretmeye çalışıyorum.
Markanızda kullanılan içerikler hakkında bize bilgi verebilir misiniz? Özellikle hangi özel bileşenlere odaklanıyorsunuz?
Esansiyel yağları çok kullanıyoruz. Formüle göre organik sertifikalı, non-nano ham maddelerimiz var. Sls, sülfat, alüminyum içermemesi bizim için önemli. İnsan sağlığı en değer verdiğimiz şey. Çevre, insan ve hayvan ekosistemine zarar vermeden üretilmiş organik sertifikalı içerikler ile yüzde 100 doğal formülasyonlar üzerinde yoğunlaşılıyor. Ürünlerimizde Ar-Ge çalışmaları en etkili formülasyon için titizlikle yürütülüyor.
Ürün gamınızda neler yer alıyor?
Hem dişi hem sabunsu bitişli, çok çekici bir parfümle başlayan NesBeauty markamın hikayesi insanları tutkunu eden güzellik balmıyla devam etti. Balmı, aynı temiz içerikte roll-on izledi çünkü koltuk altı hassas bir bölge. Çok satan parfümün izlerini süren body spreyi, yüzde 100 doğal saç yağı takip etti. Türkiye’nin ilk duş yağını çıkarmaktan da gurur duyuyorum. Mis gibi ıtır ve portakal kokusuyla banyoları aromaterapi merkezi yapıyor. Hayatımda kullandığım en nazik peelingi ben yaptım diyebilirim. Portakallı ve cildinizi mis gibi arındırıp nemli bırakıyor, çizmiyor tahriş etmiyor. Şampuan ve saç kremi sülfat,sls içermiyor. Saçları çok hızlı uzatıyor besliyor. Son parfümüm ise bir yasemin Senfonisi. Arkada iz bırakır. Mutlaka herkes parfümünüzü sorar.
Markanızı daha da büyütmeyi planlıyor musunuz?
Elbette markam daha çok insana ulaşsın, dünya çapında tanınsın isterim. Ama bunun için büyük bir çaba, özveri, zaman harcamak, tamamen buna konsantre olmak gerekiyor. Oyunculuğu bir kenara atamıyorum henüz. Ama elbette planlarım arasında markamı uluslararası platforma çıkarmak var. Trendleri ve ihtiyaçları takip ederek zaman zaman yeni ürünler, yeni formüller üzerinde çalışmak bana çok keyif veriyor.
Oyunculuk ve markanızı yönetmek arasında bir denge kurabiliyor musunuz? İkisini bir arada yürütmenin zorlukları ve keyifleri neler?
Her ikisi de zaman ve çalışma isteyen alanlar. Arasında denge sağlamak bazen gerçekten çok güç oluyor. Hayatımda en çok çalıştığım dönem diyebilirim. Mükemmeliyetçi bir karakter olarak en doğrusunu yapmaya çalışıyorum. Umarım başarıyorumdur.
Günlük cilt bakım rutinini nasıl şekillendiriyorsunuz? Özellikle cildinizin sağlığına odaklanan nelere dikkat ediyorsunuz?
Üç yıldır sürekli yok satan, insanlara yetiştiremediğimiz, tükendiği zaman ‘Başka bir şey kullanamıyorum, ne zaman gelecek?’ diye onlarca mesaj aldığımız şahane ürünüm NesBalm olmadan günüm geçmez. Binlerce kadın gibi… İyi bir nemlendirici, temiz bir ciltte daha güzel hayat bulur. O yüzden nazik peelingim KindNes ile haftada iki, üç kez mutlaka cildimi arındırırım. Güzellik serumum ve güneş koruyucum piyasada hiç görmediğim şahanelikte formüller. Deneyenler farkı anlayacak. Bunların hepsi hayatınızda olduğunda zaten farkı kısa zamanda hissedeceksiniz.
Kendi ürünlerinizi günlük bakımınıza dahil ettiğinizi, kullanmadığınız hiçbir ürünü markanıza dahil etmediğinizi sosyal medya hesabınızdan da sık sık paylaşıyorsunuz. Hangi ürünler, kişisel rutinlerinizde en fazla yer buluyor?
Kendi markamın serumu, nemlendiricisi NesBalm, sülfatsız şampuan ve saç kremim, fenomen parfümüm PureNes ve yorgun bir iş gününün sonunda mutlaka lavantalı peeling. Akşam yatmadan yastığa bir damla lavanta yağı her gün kullandığım ürünler. Diğerlerini de günaşırı ya da haftada birkaç kere kullanıyorum. Kendim kullanmayacağım hiçbir ürünü üretmem.
Saç ve cilt bakımı için tavsiyeleriniz neler?
Saçlar için Hint yağı ve badem yağından vazgeçmemenizi öneririm. Avokadoyu ezip, saf zeytinyağıyla karıştırıp nem maskesi de yapabilirsiniz. Yıllarca farklı markalarda kullandığım cildimi ışıldatan içerikler hep doğaldı. Markamdaki güzellik balmını yaparken de bu reçetelerden yola çıktık. Hindistan cevizi yağı, aloe vera ve salatalık gibi ürünlerden biri ya da birkaçını karıştırarak kullanıp maske yapabilirsiniz.
Bakım rutinlerinde zaman zaman değişiklikler yapar mısınız yoksa uzun süreli bir düzeni mi tercih ediyorsunuz?
Kendi markamı kurduğumdan beri hep kendi ürünlerimi kullanıyorum ama bazen yurt dışı seyahatlerimde karşıma çıkan farklı doğal içerikli markaların ürünlerini deniyorum. Çok sabır, disiplin ve kendini adama gerektiren bir alan. Kolaylıklar ve iyi şanslar dilerim, ben hala çalışıyorum. Çalışmadan hiçbir şey olmuyor.
Neslihan Yeldan
Oyuncu, Seslendirme Sanatçısı